KAMU-İŞ BAŞKANI HÜKÜMETİ UYARDI




KAMU-İŞ GENEL BAŞKANI AHMET SERDAROĞLU HÜKÜMETİ UYARDI:
 
ÇOK ACİL RADİKAL
KARAR ALINMALI

 
Bakanlar Kurulu’nun aldığı tedbirleri değerlendiren Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, “Hükümetin kararları yanlış değil ama eksik. Ucu kime dokunursa dokunsun radikal kararlar almamız lazım. Uyarıyoruz. Bu kararları almazsak yine kapanmak zorunda kalacağız” dedi.
Hür-İş Web TV’de salgının yarattığı panik ortamıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ahmet Serdaroğlu, “Geçtiğimiz dönemde dünyada birçok ülkede devletler yaptıkları yanlışı gördü. Kendilerine çeki düzen verdiler. Peki biz ne yaptık? Mart ayında neden kapandık? Neden bu tedbirleri kapalı olduğumuz o dönemde almadık” diye sordu.
ŞİMDİ HÜKÜMET TÜRKİYE DÜŞMANI MI OLDU?
“Sendikaların tepkileri, ‘Siz memursunuz, devlet çalışanısınız. Özel sektörün halinden anlamazsınız’ diye geçiştirilmeye çalışıldı” diyen Serdaroğlu, kontrollü açılım ve gerekirse karantina istedikleri için kendilerinin Türkiye düşmanı bile ilan edildiğini söyledi. Serdaroğlu, “Bizi Türkiye düşmanı ilan edenlere soruyorum. Şimdi alınan bu 7 günlük karantina kararıyla hükümet Türkiye  düşmanı mı oldu” ifadelerini kullandı.
BUNUN ADI SİYASİ KÖRLÜKTÜR
Yaşanan sıkıntıların aşılması için Kamu-İş olarak en başta Milli Mutabakat Hükümeti önerdiklerini belirten Serdaroğlu, “Ama dinlemediler. Bugün geldiğimiz nokta en hafif tabiriyle siyasi körlüktür” dedi.  Aylar önce yaptıkları uyarıları dinlemeyenlere seslenen Serdaroğlu, “Bu memlekete turist gelecek diye söylediklerimize karşı çıkanla bugün ne söyleyecek? Gelen üç beş kişi geldi kumarhanelere, hastalığı bırakıp gitti” diye konuştu.
OY KAYGISI KENARA BIRAKILMALI
Serdaroğlu şöyle devam etti: Alınan kararlar eksiktir. Çoğu da çelişkilidir. Bir taraftan okullar açılmayacak diyeceksiniz diğer taraftan dershaneleri etüd  merkezlerini, ilkokul 2. Sınıfa kadar eğitimi devam ettireceksiniz. Eğlence mekanlarını kapatacaksınız. Barları açık tutacaksınız. Bu olamaz. Şu anda hükümetin yaptığı hataların bedelini ödüyoruz. Oysa bunun bedelini vatandaş değil, siyasiler ödemelidir. Oy kaygısıyla hareket etmeyi bir kenara bırakmalı, gerekirse sorumluğu paylaşacak bir kriz yönetimi oluşturulmalıdırlar.”